nvidia websitesinden ilgili surucu kurulursa sorun cozulur diye tahmin ediyorum

@kosun lan mevzu var, maalesef sorun hala devam ediyor...

bu uyarının sonu genel olarak software işlemlerle değil hardware işlemlerle çözüme ulaşıyor. yani driver da güncelleseniz, başka başka yazılım işlemleri de yapsanız devam eden, sonunda ekran kartının (ya da chipset'in) argo tabirle coftiyi çekmesi ile sonuçlanan bir durum. servisten parça değişimi isteyebilirsiniz.

@dark-tower, windows 8.1'de böyle bir sorun yoktu ama?

Dedicated sunucu kiralasanız olmuyor mu? Satın alıp barındırmak yerine her ay küçük küçük ödersiniz, sonuçta elinizde sunucu olmaz ama başlangı maliyetiniz yüksek olmamış olur. Ne tip bir sunucuya ihtiyacınız var bilmiyorum ama tavsiye olarak bunu yazmak istedim.

Dedicated sunucu düşünmüyorum. Belki bir sonraki upgrade zamanı.

www.hepsiburada.com

6 kullanıcı için bir server'a neden ihtiyaç duydunuz? günümüz sistemleri işinizi fazlasıyla görür özellikle sunucu aramanızın bir nedeni var mı?

Merhaba öncelikli olarak bütçe nedir? buna göre öneri sunmak daha mantıklı olur.

Normal bir pc işinizi görüyorsa ve bütçe sorunu varsa İş İstasyonu tarzı bir ürün veya giriş seviyesi bir sunucu tercih edilebilir, 7x24 çalışma ve bellek,depolama kapasitelerini artırmak için.
Mevcut kullanım senaryonuz için çok yüksek depolama, bellek kapasitesi, birden fazla işlemci gibi özellikler gerekmediğini anlıyorum, eğer ileride sanallaştırma yapmayacaksanız.

Özellik olarak aşağıdaki tarz bir konfigürasyon olabilir, network kartları kullanım senaryonuza göre eksiltilebilir.

2x16 gb Bellek
Xenon Silver serisi işlemci 8-10 core
10K 12Gbps SAS 2.5" HDD disk, ihtiyaç duyulan Raid ve disk Kapasitesine göre;
Çift Güç Kaynağı
4 adet Gb Ethernet(Bonding yapmak için), yedekleme olacak ise 10GB SFP+ portu

İkinci el sunucu alınabilir, teknik destek ve garanti kapsamının neleri kapsadığını ve kaç yıl olduğuna dikkat etmek gerekir.

www.dellsunucu.com

Cevaplar için çok teşekkürler.
Server ı dayanıklılığı ve bileşenlerin uzun saatler çalışabildiği için istiyorum aslında. Tabi muhasebe sistemimizi kuran firmanın ve teklif aldığımız diğer firmanın da yönlendirmesi var. Ancak @solo'nun dediği gibi yoğun bir ihtiyacımız yok. Buradaki amacımız başımız ağrımasın.
Bütçe olarak @kosun lan mevzu var'ın önerisi civarında. 6 kullanıcı yakın gelecekte 10-12 arasına çıkabilir.

Dursun

vadelide dursun. vade fazla kazandirmiyor ama vadesizde bos durmasindan iyidir. uc bes kurus artar iste

binance'da dolar faizine yatırırdım. yanlış hatırlamıyorsam %8-9 gibi bir oran vardı.

@exlibris +1

cidden ve harbiden 3-5 kuruş gelir ama yine de iyidir 3-5 kuruştur bir sene kalacaksa.

ben olsam kriptoda staking e koyarım (herhangi bir kriptoya değil de) stabil usd staking olarak. düşük faiz ama hiç yoktan iyidir.

1 yıl kısa süre. Bence de bu şartlarda en risksizi vadeli.

Biraz daha risk alayım denirse yarısıyla altın alınabilir.

doları hiç bi zaman vadesizde bekletmem sonuçta doların da enflasyonu var.

seçenekler :
eurobond
apple, starbucks hisse

kendi yaptığımı yazdım. :)

yani hiçbir şey yapmamaktan iyidir ama 100 lirayla uğraştığına, takip ettiğine değmez. dişe dokunur bir şey de çıkmaz.

2 sene öncesinden bugüne her ayın 1'inde fiyatına bakmadan 500 liralık btc alsaydım 40k paran oluyordu. ethereum alsaydın 100k'yı geçiyordu. ben her ay fiyatına bakmadan 1 gram altın alıyorum. 100'er liralık 5 farklı coinden alıyorum. hisselerden pek anlamadığım için o tarafa girmedim henüz ama oraya da el atacam yakında.

İki sene önce 4 liraya alınan DOAS bu sene 4 lira temettü veriyor.

Ama pandeminin başından bu yana, insanların para harcama imkanlarının zorlaşması onları tasarrufa itti. Pandemi nedeniyle ülkeler para basmak zorunda kaldı ve bu paranın bir kısmı da tasarrufa ayrıldı. Dolayısıyla yatırım araçlarının hepsinde talep patlaması sonucu inanılmaz fiyat artışları oldu.

Pandeminin etkileri ortadan kalkıp piyasadaki fazla paralar da çekildikçe yatırım araçlarındaki fiyat seyri normale dönecektir.

Antalya'ya tatile gelemediği için BTC'ye abanan Alman, BTC'sini satıp Maldiv Adaları'na tatile giderse yatırım araçlarındaki son iki senelik pozitif seyit baş aşağı da dönebilir.

Ama ben böyle bir iki senelik düşünmüyorum. Atayım bir köşeye 10-15 yıl sonrasına kadar unutayım diyorsan Temettü 25 endeksi hisselerinden alabildiğin kadarını alıp unutmanda çok büyük fayda var.

Alınabilir. ben bazen hesabımda kalan 50 60 lirayla falan bile alıyorum. Ufak miktarların getirisi de ufak olur ama harcanacağına dursun böyle değerlensin diyorum

Ben bizim cocugun hesabına hergün üşenmeden birer ikişer lot aksa aldım, baya bi kayda değer oldu. Sigara yerine bunu yaptım

@oguz altun görüşünüze saygı duyuyorum fakat hiç kimse tatil yapmak için yatırımını satmaz. tatil yapmak için kullanılacak miktarlar ile piyasa seyri ne yukarı ne aşağı gider. nispi kıyasla bakıldığında çok minör tutarlar bunlar.

düşük miktarda komisyon da çok öder

"İki sene önce 4 liraya alınan DOAS bu sene 4 lira temettü veriyor."

mart 2020'de dolar 6 TL şu an 14

@kosun lan mevzu var, minik bir örnekti o. Hisse senedi riskli bir yatırım aracıdır. Kazandırması da kaybettirmesi de olasıdır diye örnek verdim onu.
Başka bir örnek vereyim.
AYCES, Eylül 2019da 3,29 Lira, Eylül 2020de 124,70 Lira, Bugün 56,40 Lira. Eylül 2019da alanın bugünkü karı ile Eylül 2020de alanın bugünkü zararı düşünülürse riskin ne olduğuna güzel bir örnek oluyor.

@bir soru sorcam DOAS örneğimi Dolar ile kıyaslamışsın. Doların 6 lira olduğu Mart 2020de DOAS 4,57 Lira. Doların 14 lira olduğu şu an DOAS 46,20 Lira.
Ben hissenin fiyat değişimini yazmayıp sadece temettüsünden bahsetmiştim.

bir kere evin sadece zemin katı kiralık. kaldı ki ev çok yeni bir ev değil. dolayısıyla özellikle yalıtım problemleri olacaktır. ısıtmak yine başka bir maliyet kalemi olacaktır. evin bahçesi çok dağınık ve bakımsız. bu da size ayrı bir masraf kalemi. konum olarak da merkeze uzak bir muhit sayılır. tüm bunları topladığımızda bu evde yaşam maliyetiniz toplamda 15kyı bulacaktır. o evde yaşamak için maksimum 3 bin lira verirdim ben.

Emekliysem dusunurum de sabah cikip aksam girecegim, saga sola uzak, bahcesini sadece haftasonu gorecegim, isitma yalitimi problemli olan bi yere kiraya cikmazdim.

Kagit ustunde hos ama yasayinca sikici gelebilir. Satin almak icin olsa ve komple mustakil olsa (sadece alt kat vs degil) belki dusunurum.

Bahçeli ev hayal olarak güzel ama Erenköy-Suadiye civarında oturmayı tercih ederdim ben yine de Beykoz'a.

nasil ki suadiye 8k etmez.
bu da 11k etmez.
ama illa firsatci bir ev sahibine para verilecekse suadiyedekine vermeyi tercih ederim.
ayrica ust katta biri olacak bu villada.

evden çalışıyorsanız belki olabilir ama öbür türlü nerede çalıştığınıza göre değişir bu sorunun cevabı.

beykoz dediğiniz yer araçsız ulaşımın güç olduğu, yürüme mesafesinde kafe, restoran ve benzeri tesisler ulaşımın güç olduğu bir yer.

suadiye'de ise neredeyse her şeyi yürüyerek halledebilir, yine yürüyerek sahile ulaşabilir hatta zorlarsanız yüzebilirsiniz bile.

"iki katlı dairenin alt bahçe katı kiralıktır"

abi bir tek böcek fare hırsız problemi türkiye'de var sanırım bu sebeple nufusun yüzde 85 i apartman dairesini tercih ediyor. (zenginler dahil)

abd ev tipine bakıyorsun herkes cok mutlu bahceli ve tek katlı evlerinde..

orada böcek fare falan yok galiba

Kışın çok handikapları var, say say bitmez. Bu para çok ayrıca giriş tek kata.

Çalışan biriyseniz, şu an Erenköy Suadiye bölgesinde oturuyorsanız, burada asla yapamazsınız.

Bir de bu evin aidatı ne diye sorun. Siteler çok fena geçiriyor aidattan.

xbox series x, kullaniyorum. gaming pass alinca, bayaga zengin bir oyun kutuphanesi oluyor. oyun satin almaya pek gerek kalmiyor. eger 120hz 4k monitor ya da tv'de kullanmayi dusunmuyorsan xbox'in bir alt modeli olan xbox series s de alabilirsin yari fiyatina. oyun kutuphanesi ayni..sony ps5 ve xbox series x modellerinde stok problemi var bir yildir, series s piyasada mevcut.

Series S ve Gamepass gerçekten konsolun da oyunların da giderini dramatik olarak düşürüyor.

Ps için çıkan exclusive oyunlara boşverebilirseniz xbox bütçe dostudur.

abi eyv. xbox iyidir hoştur, ekonomiktir ama playstationdaki oyunların da üzerine pek yok ya.. doğruya doğru.

bu tip bir arkadaşıma xbox tavsiye ettim. series s veya series x işte bütçene göre.

neden peki? age of, half life dönemi oyuncusuysanız muhtemelen konsolların kırılabildiği dönemden kaldınız. artık sistem değişti. oyun oynamak için satın almanız veya aylık aboneliklere üye olmanız gerekiyor. korsan oyun işi kalmadı yani.

son 10 yıldır oyun oynamadığınızı varsayarsak keşfedeceğiniz ve keyif alacağınız çok fazla oyun var xbox'ın abonelik sisteminde.

iki konsolun en temel iki farkı var türk müşterisi için:

playstation'da xbox'da olmayan ve genel kitlenin gerçekten beğendiği 4-5 tane ekstra oyun serisi var. ancak hem oyunları satın almanız gerekiyor hem de geneli çok pahalı. ucuza getirmek için kardeşlik/takas yapma gibi modern insana göre yorucu işler yapmanız gerekiyor. yani teker teker oyunları satın alıp oynamalısınız.

xbox'da ne var? xbox'da netflix'e benzer üyelik sistemi var. aylık 30 tl. hatta uzun dönem üyelik alırsanız 22 TL ye geliyor aylığı. son 10 yılda popüler olarak oynanmış oyunların oldukça önemli bir kısmı da mevcut. 200 küsür oyun oluyor her daim. yenileri geliyor, eskileri gidiyor falan. netflix gibi bir şey.

biz oyuncular bunların hepsini oynadık, bitirdik beğendik. lakin siz sıfır kafa giriyorsunuz işe. o yüzden büyük oyun havuzu daha önemli. ve xbox gamepass sistemi sizin gibi pek oyun oynamamış insanlar için gerçekten inanılmaz bir kütüphaneye sahip.

ben çok bütçe ayırırım oyun satın almaktan çekinmem derseniz ps alabilirsiniz tabi ki (oyun başı 200-300 liralardan 700-800 liralara kadar bir fiyat skalasından bahsediyorum) ama hiç maceraya ve ekstra masrafa gerek yok.

xbox alın. üzerine gamepass üyeliği alın. sizin gibi uzun süredir oyun oynamamış bir insanı yıllarca götürür içindeki kütüphane.

ya bir de her şeyi geçtim. oyun fiyatlarının mevcut durumu insanı cidden geriyor. keyifli bir kaç saat geçireceksin ama verdiğim para etti mi? ediyor mu? gibi sorular oluyor insanın kafasında. gamepass işi bu soruyu ortadan kaldırıyor.

savaş oyunu mu istiyorsunuz? var
futbol mu? var.
macera oyunu mu var.
bulmaca oyunu mu? var
küçüklere yönelik oyun mu ? var.
aklınıza gelebilecek her tarzda oyun var.

Yanıtlar baya uzman seviyesinde o yüzden bir soru daha sormama izin verin, 65 ekran Grundig TV ekranımla şu Xbox u alıp oynasam nasıl olur? Ekran görüntüsü kötü öyle oynanmaz - yada idare eder mi?

Tv'niz 1080p çözünürlüğü varsa ve game modu varsa (ya da input latency'si zaten kabul edilir düzeydeyse) bir sıkıntı çıkarmaz güzel güzel oynanır.

Ekstra özellikler için (4k, HDR vs) yeni tv lazım ama eskisiyle de gayet güzel olur. Zaten uzun süredir oyunlardan uzaksanız 360 oyunları da gayet hoşunuza gidecektir series s üzerinde.

~Grundig tv lcd değil mi crt bi tv'den bahsediyorsak o iş yaş.

çok eski bir televizyon değilse ve siz de profesyonel seviyede oynamayacaksanız üzeceğini sanmıyorum. işinizi görür yani bir şekilde. tabi ki daha düşük gecikme süreleri veren, daha fazla yenileme sayısı olan tvler var konsollar için ama anladığım kadarıyla uçuk beklentileriniz yoktur diye tahmin ediyorum. keyifle oyun oynamak isteyen standart bir oyuncusunuzdur en son age of half life kısmında kaldıysanız.

burada bilmeniz gereken şey şu eğer xbox alacaksanız :

tv'niz 4k çözünürlükte ise bu çözünürlüğe xbox series x çıkabilir. yani ben 4k çözünürlükte oyun oynayacağım diyorsanız xbox series x almalısınız.

eğer tv'niz full hd ise bu çözünürlüğe xbox series s yeterlidir. xbox series s full hd oyun için tasarlanmıştır. aralarındaki en temel fark bu zaten.

4k çözünürlükte tv var ama series x'e verecek kadar param yok derseniz xbox series s 'de alabilirsiniz ama yine full hd çözünürlük verecektir.

tv full hd ama ben xbox series x almak istiyorum derseniz de görüntüyü haliyle full hd alacaksınız. bunu söylememe gerek yok sanıyorum.

kesinlikle xbox alın. ben 2. el "one x" almıştım yetiyor. 1 TB olması güzel. 1TB de usb harddisk taktım anca yetiyor. Oyunlar olmuş artık 100-150gb. series s alsanız 500gb kapasitesi var 4 güçlü oyun indirseniz dolacak. saçma. belki onda da harici desteği vardır ama yine de kendi alanı düşük. bir de ona cd-dvd-bluray takılamıyor. biliyorum bunlar kalmadı ama ek bi detay işte nadir de olsa lazım olabilir.

one x, series s'e göre güçlü diye hatırlıyorum fakat bazı ekran kartı teknolojileri ve ssd olması sebebiyle, yeniliklik, series s'i, daha populer ve alınası yapıyor.

bütçe varsa series x daha iyi tabii ki hem daha uzun ömürlü olur. bizde hala xbox 360 da var babam oynuyor. askere gittim geldim, orada ps 3 vardı yani onunla eş değer. hala iş görüyor. o yüzden son çıkan, daha uzun seneler götürecektir.

bu tarz ürünlerde ben 2.ele de karşı değilim kapalı kutu zaten, çoğu yönüyle optimize edilmiş, testleri yapılmış cihazlar. sorun çıkarma ihtimalleri çok düşük. bir bilgisayar kasası gibi değil. zaten uyumlu bileşenler kullanılmış, sök-tak durumu olmuyor. garantisi de varsa tadından yenmez bu da bir seçenek.

sonuç olarak xbox-gamepass hatta online oyun oynamak istiyorsanız gamepass ultimate seçeneğini savunduğum için playstation ile kıyaslara çok girmedim. xbox her şeyden önce bir ev eğlence sistemidir. yani playstation da nasıl bilmiyorum ama ben filmimi de ondan izliyorum, laptoptan veya telefondan ekran paylaşırken de oradan paylaşıyorum, müziğimi oradan açıyorum..

klavye + mouse takılabiliyor ve bazı oyunlar destekliyor call of duty warzone, gears of war gibi..

edit: ea games oyunları da bu gamepass üyeliğine dahil oldu geçtiğimiz sene. tadından yenmiyor.

www.hepsiburada.com

edit: bu bütçede harici ekran kartı olup da düzgün olan bi bu var.

Dell Vostro oyun bilgisayari degil. MSI olan'da belki bir duzeyde oyun oynanabilir. Iclerinde ekrani en iyi olan IPS teknolojisinden dolayi, matebook D. Msi'daki TN panel rezalet, dell vostro'daki WVA de ips'in gerisinde. Istersen dell Inspiron serisine de bak, vostro'dan daha iyi performansi olabilir oyun acisindan.

10. nesil i5 alacağıma amd ryzen 5 alırım diye düşünüp matebook d16 (16.1 inç) aldım. memnunum şu an

@makarnavodka aslında 8 bin bütçem bakalım

@kosun lan mevzu var matebook d15'te 10. nesil i5 maalesef

@paintov bro bu fiyat seviyelerinde ekran kartı olmayan modeller üç aşağı beş yukarı aynı performansta. biri diğerinden daha iyi değil.

şu açıdan değerlendir konuyu:

- ekstra ekran kartı olan modeller pil performası kötü, oyunlar bi tık daha iyi
- ekran kartı olmayan modeller pil performansı daha iyi, oyunlar bi tık kötü

@kosun lan mevzu var ya çoğunlukla zaten prizde kullanılıyor artık. harici ekran kartlı bakayım ben ama fiyatlar yükseliyor

garmin'in büyük gps'li saatleri mevcut.

Baby g serisine bakabilirsin

G-shock'un yeni çıkan serisi GA-2100'e bakın. Yürüdü gitti bu seri. İnce kasa yapısıyla ince G-shock arayanlar için çok güzel bir tercih.

@baskalasim selam bro GA2100 serisinde safir camli model secenegi var mi

@kosun lan mevzu var
Selam dostum. GA-2100'lerde safir cam yok. Safir cam demek maliyet demek dolayısıyla fiyat artışı demek. Çizilme konusunda hassassanız emin olun mineralde işinizi görür. Yıllardır kullandığım bir sürü mineral saatim var çizik bulamazsınız


Ha benim işim dağda bayırda derseniz
Şu modellere bakmanızı öneririm :
youtu.be

@baskalasim teşekkürler bro .

safir cam çok maliyetli bir şey değil aslında. 800 liralık isviçre markalarında bile safir cam oluyor. evet kasası dandik ama safir cam sayesinde uzun yıllar kadranı net şekilde görebiliyoruz. mineral cam ne kadar sağlam olursa olsun en ufak çarpmadan (ki bilek her yere çarpılır) kılcal çizikler oluşması kaçınılmaz diye düşünüyorum.

g-shock konusunu araştırdım. titanyum kasa ve safir cam modelleri de varmış fakat çok sınırlı sayıda ve aşırı biçimsiz modellerde bu opsiyonları sunmuşlar. üzüldüm.

G-shockun cok serisi var gecen ay bunu aldim

www.casio-intl.com

Emin olun gorundugunden daha klas, buyukte degil tavsiye ederim.

@koşun lan mevzu var. Rica ederim
Evet çok pahalı değil ancak her firmanın bir kullanıcı kitlesine göre fiyat skalası var. G-shcok 100 dolarlık saat ama bizim gibi ülkelerde 90 dolara satılması bile fiyat açısından memnun edici.

Çarpma konusunda haklısınız. Şahsen darbenin kasadan çok cama gelmesinden yanayım. Ben saatlerimi çok dikkatli kullanan, allık fırçasıyla temizleyen biri olarak geçen gün saati demir vanaya çarptım. Allahtan cama geldi diye sevindim. Saat de mineral cam Seiko ve hiçbir şey olmadı.

G-shock her türden saat severin koleksiyonunda bulunan hoş bir saat. Ancak sizin de dediğiniz gibi aşırı biçimsiz, kaba modelleri var. İşte GA2100 serisi bu algıyı değiştirdi. Yine de söylemek istiyorum. Safir cam olsa mükemmel olurdu. Ben sizin yerinizde olsam alırdım. Zaten ga2100 için herkes ap royaloak çakması benzetmesi yaptı. Şimdi de birçok kullanıcı saati royaloak olarak modluyo. Safir cam mıhlaması bile yapan vardır mutlaka bir göz atın derim.

dw5600 en küçük ve klasik modeli.

valla paran varsa 12 pro çok güzel alet. eğer bütçen daha kısıtlıysa 12 de alabilirsin, o da çok iyi. bende de x var, artık biraz kasmaya baladı açıkçası, pil değişimi yapıp hediye etmek mantıklı.

12 ve 12 pro arasında gözle görülebilir tek fark;

birinin kenarlarının alüminyum diğerinin paslanmaz çelik olması.

bunun dışında ekran fotograf hız batarya vs. hiçbirinde gözle görülür bir fark yok.


asıl büyük fark olan kısım 12 ve 12 proda değil
12 pro max te video kalitesinin müthişliği

yani video önemliyse sadece 12 pro MAX öne cıkıyor.

onun dışında normal 12 ideal.

Marjinal fayda mı

Marjinal fayda teorisi

azalan marjinal fayda yasası (law of diminishing marginal utility)

mikro iktisatın bu kavramını anlatırken alkollü içecekleri örnek veremiyoruz.
o konuda azalan marjinal fayda sistemi çalışmıyor.

macbook air 2018 in islemcisi sadece web sayfalarinda gezinme, youtube, film izleme falan gibi gunluk isler icin yeterli. yapilacak isler bunlari asiyorsa air izdirap olur.

pro nun touchbarsiz olan modeli 2018 de guncellenmedi, fakat air 2018 le kiyaslaninca touchbarsiz olan model bile (2017) daha hizli.

bence uzun donem kullanilacaksa ve mac os isletim sistemi gerekiyorsa yani illa mac alinacaksa, macbook pro touchbarli olan 2018 modelin bazini almak lazim. (en ekonomik olan model)

tabii bu benim kendi fikrim.

Pro 2016'nin touchbarsiz en dusuk modelini sizden cok daha kapsamli isler icin kullaniyorum, gayet memnunum. Yalniz MS Office kullanacaksaniz, son surumde iyilesmis olsa da genel olarak Windows'taki kadar iyi degil. Ben bu dediginiz isler icin kesinlikle Mac almazdim. Daha uygun fiyata gayet iyi ozellikleri olan Windows bilgisayarlar bulabilirsiniz.

Evet ama hafif olması çok önemli gerçekten 10 yıldır aynı bilgşsayarı kullanıyorum ve özelliklere baktıkça bilgisayarlar ağırlaşıyor snaki. Bildiğiniz hafif model var mı?

asus zenbook serisi
dell xps serisi
hp nin ultrabook serisi

yani ultrabook olarak aramak gerek.

fakat kaliteli malzemeye sahip, orasi burasi plastik olmayan bir model bulunsa bile macbook ile ayni fiyat ve hatta daha pahali olabiliyorlar.

@kosun lan mevzu var evet ben dell xps'e çok eğilimliydim geçen hafta sonu tam alacakken bir anda fiyatı değişti yine sanırım yıl başı indirimiydi ve kaçırdım. şuan mac'ten daha pahalı bu serilerin iyi ürünleri

adamların kanlı bıçaklı düşmanları bile kabul ediyorken bize laf düşmez bence..

aya bir kere gidilmedi. birden fazla insan orada bulundu, defalarca gidildi yani. böylece sovyetlerin uzay ziyaretlerine cevap verilmiş oldu.

sovyetler birliği bu işlere ilk girişen devlet ve onların kaynakları da aya gidildiğini doğruluyor.

acaba gidilmedi mi şüphesinin ortaya çıkmasının sebebi sovyetlerin dağıtılmasından sonra uzay araştırmalarına para ayrılmaması. şu anda çok daha ileri seviye devrim niteliğinde uzay araştırmaları olabilir fakat bütçe ayrılmadığı için olamıyor.

bu tip atılımların tekrarlanması için yeniden iki veya üç kutuplu dünya gerek. devletleri birbirinin ojesinin rengini kıskanan insanlar gibi düşünmek istemiyoruz ama durum bu.

Ay'a gitmek için o dönem kullanılan Saturn V'in fiyatı günümüz parasıyla 1 milyar dolardı, 1 milyar dolarla değil Ay Mars'a bile giderlerdi normalde, öyle bir ateş gücüne sahip roket bugün bile yapılamıyor bu maliyetlerden ötürü, adamlar elindeki tüm imkanı bunun için kullanmışlar işte gitmişlerdir.

gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkma gibi bir huyu vardır, yani gidilmemiş olsa illa ki bir devlet bunu açıklardı, hele rusya gibi bir ülke bunu ispatlasa 7/24 yayın yapar ki aksine ruslar da kabul ediyor gidildiğini.

Abi bu tarz komplo teorilerinden nefret ediyorum. Gidildi işte yani kaç defa gidildi hem de, her türlü zırva antiteze bilimsel açiklama da getiriliyor ama hala yok bu niye böyle fotoda, stüdyo orasi vs yazilar dönüyor. Gidilmemiş olsa koskoca KGB bunu bulamaz miydi yahu

Bugun ucaga binip 10 kusur saat ucup baska kitaya gidebiliyorsan, ayni mantikla aya da gidersin.

"abd aya gitmedi" demek, en az "dünya aslında düz" denen trol hype saçmalık kadar boş bir iddia. bunu diyenlerle "amariga batıyormuş" diyenler genelde aynı oluyor. adamlar soğuk savaş'ı kazandı, dünyayı teknoloji ve bilimde üçe beşe katladı, ekonomisi ve siyasi gücüyle de hala dünyayı yönetiyor. kabul etmek lazım.

ayrıca damien chazelle batırmadıysa oscar'ı konudan dolayı first man'e verecekler, bunu da yazın bir kenara.

Ay'a gidildi bence de. Fakat kamuoyuyla paylaşılan tarihte gittiklerini (başarısız olma ihtimallerine karşı) düşünmüyorum. Filmlerin de stüdyo üretimi olduğunu düşünüyorum. Propaganda için gerekliydi. Dönemin şartları.

Diğer taraftan "gidilmemiş olsaydı Ruslar bunu zaten ortaya koyardı" güçlü bir gidildi taraftarı argüman olamaz bana sorarsanız. Batı dünyasının ve bilhassa ABD'nin propaganda makinesine karşı bu riski almayacak kadar akıllıdır Ruslar. Çıkıp "hayır gidilmedi işte gidilmedi" diye ağlayan çocuk konumuna mı düşsünler? Kim dikkate alır, gerçek bile olsa? Tarihi kazanan yazar. Biz Ay'a gittik dediler ve tarihi öyle yazdılar. Bitti. Artık orası sıradan halk kitleleri için değiştirilemez bir hakikat olmuştur, öyle kalacaktır.

ayın yüzeyinde bırakılan izler bunun en büyük ispatıdır.. uzayda hava olmadığı için ay yüzeyindeki izlerin sonsuza kadar orada duracağı söyleniyor.. bu durumda inanmayan aya gider bakar yani bu kadar basit :)

Türkler için de durum aynı değil mi? Amerika ya da başka bir ülke olmak zorunda değil. Pratik çünkü.

ben genelde ketılda kaynatıyorum hiç mikrodalga kullanan görmedim. bardağın uyumlu olup olmadığını nasıl anlıyoruz

ısınmıyorsa uyumlu mudur

hem bardak ısınıyordur hem su. kette'da kaynatılan suyu bardağa koyunca soğuyor direkt.

Mikrodalgada ısıtan tek kişidir ve tek bardak içecektir. Biraz da film klişesidir. Gerçekte ABD'nin %99'u ofisinde şundan içer:

images-na.ssl-images-amazon.com

Dışarda da Starbux vs.den alır.

madem filtre kahve içiyorlar o halde bu sistem bardak poşet çay için kullanılıyordur o zaman.

Amerika'da sebeke elektrigi 110V. Kettle'in su kaynatmasi aylar suruyor. Pratik degil o yuzden tutmadi hic.

@robokot

teşekkürler kanka işte aradığım cevap!

Amerikalıların kişisel termoslari var bir de. Orada ben de kullanıyordum. Geldiğim gün ülkenin laneti ile kırıldı. Yoksa belki hala kullanırdim İstanbul'da da.

voltaj açıklamasına ekleme olarak:
bilindiği üzere amerika’da çay kültürü yok, o yüzden sıcak suya ve kettle’a çok ihtiyaçları çok olmuyor.
kahve makinesi çok yaygın, en dandik ofislerde hatta en ücra yerlerdeki benzincilerde bile microwave artı kahve makinesi olur.
sıcak suya ihtiyaç olursa microwave ile çözüyorlar.
(3 yıl amerikada ofiste çalıştım)

Çevremde ilk kettle alan kişiyim. Kahve makinası her yerde çok yaygın, çok az kişi çay içiyor. Kahve dışında böyle su kaynatmalı durun pek olmuyor. Çevremdekiler kettle aldım diye uzaylı gibi bakıyorlar “Ne yapcaksın ki bununla” diye. Üçü bir arada gibi hazır kahve kullanımı da çok yaygın değil. Kapsül kahve ya da damıtnalı kahve kullanıyorkar. Yer gök kahve makinası.

Diğer yandan her yerde mikro dalga var. Ofislerde öğle yemeği verilmiyor, ya evinden getiriyorsun ya dışarıdan yiyorsun. Evden getirmek de ucuz olduğu için çoğunluk öyle yapıyor ve her ofisin mutlaka mikrodalgası oluyor. Ev yemeğine gelince, marketlerde hazır yemekler bizdeki gibi biraz irice bir deep freeze’in içinde değil; marketin 4-5 koridoru donmuş hazır yemek ve çok tüketiliyor. Ayrıca, diyelim, büfemsi ya da kantinimsi bir yerden bir yiyecek aldığında orada da hemen ısıtman için mikrodalga kullanılıyor. Haliyle, mikrodalgaya erişim çok kolay. Kettle o açıdan da gereksiz kalıyor.

Bir de toplu çay/kahve içme seansına da çok denk gelmedim ev buluşması gibi bir şey değilse. Ofiste herkes kendi molasını kendi verip kendi kahvesini, çayını kendi yapıyor. Tek kişilikken pratik de oluyor.

Ekleme: cedex + 1, yazmış hepsini

Voltaj hikayesi yalan çünkü amper yüksek 110 volt olsa da voltaj.

İsveç'te aynısını bizim kayınpeder yapıyor. Filtre kahve makinası yeterince sıcak vermiyor suyu, o da mikrodalgada çeviriyor biraz.

Ben almam bi kere dondurulmuş patates kızartması almıştım iğrençti

ben dün a101 ve bim'den stokladım. onlardan daha iyidir herhalde.

Niye ustadlar savas mi cikior?

Ben her seye zam gelecek diye, mensei turkiye olan urunlerden kisi gecirecek kadar koymaya calisiyorum. Buzluga barbunya bezelye ayiklayip koyuyorum falan.

alınır tabi neden olmasın. sonuçta bakliyat. üç aşağı beş yukarı aynı şeyi alıyorsun diğer markalardan.

ben de normalde a101'e uğramazdım ama şu sıralar nugget falan alıyorum. devir ekonomi devri. çok dikkatli harcamak lazım.

Tatları iyi. Alınır.

kıtlık falan mı olacak? doğru söyleyin lütfen.

kıtlık yok. Ama tarımın bittiği, her şeyin ithal edildiği bir ortamda elimizdekini arttırmaya çalışıyoruz sadece.

Öncelikle bu tarz ürünler yılda bir çıkar. Yeni hasat henüz yapılmadı alacağınız ürünler hep geçen yıldan.

Ürünler kalite ve cinse göre farklı fiyatlara satılır, kırık pirinçle baldo pirinç aynı fiyata olmaz.

Sonra hem Metro'dan hem de bu işi yapan toptancılardan fiyat alabilirsiniz. Yerlerini bilip gidip fiyat almanız gerek.

Bir ürünün fiyatını az çok bilmiyorsanız veya toptancı tanıdık değilse muhtemelen toptancıyla pazarlık etmeyi de beceremezsiniz.

Yİne de şansınızı deneyin. Emin olmadığınız bir üründen önce tadımlık alın, sonra gidip pazarlık ederek toptan alın.

Gençken dinlemiştim bir süre. Şu an dinlemiyorum.

evet. severim.
bombabomba, facebook, şappir suppur ye beni, allah belani versin sevdigim sarkilardan.

bombabomba.com'u ilk çıktığında kafamız güzelken geyik olsun diye dinlerdik bi ara.

80 80 160 diye bi şarkısı var. arabada dinlediğim usbnin içine atmış bi vatan haini:) o şarkıyı dinliyorum yolda. mukemmel bir road trip song

bomba bomba'yı arada açıyorum.

Cogu sarkisi komik ve eglenceli geliyor dinliyorum. Ayrilik acili sarkilarini da dinlemisligim var ama cok begendigim soylenemez.

dinlemez olur muyum? soylemesi ayip haydi bastir parcasini hala dinliyorum. cocuklugumun sanatcisi.

Eskiden benim de gerçekten sevdiğim şarkıları vardı. Şimdi bile hâlâ ezbere biliyorum o eski şarkılarını. Mesela "İsterim Seni", "Üfle", "Şappır Şuppur", "Bas Gaza", "bombabomba.com", "Hap Gibi", "Tıkla", "Neredesin" gibi. Şarkıda anlam değil de keyif bulmak istediğim zamanlarda dinledim. Dinliyorum da kafama esince. Ama bozdu sanki ya, eskisi gibi hit çıkaramıyor. Eskiden listelerin altını üstüne getirirdi.

Cankan dinliyorum. (Bkz: Yaranamadım)

cankan ın apartmanın üstünde çektikleri bir klipleri vardı neydi o?

matrix kıyafetleri vardı.

avrupa yakasında duyduğum şarkılarını dinledim.

@kosun lan mevzu var: "Yar Yar" idi o şarkının adı.

Bomba bomba iyidir

mustafa pektemek :(

Mehmet gunsur diyen oluyor arada ama bos ozguven pompalayip dasak gectiklerini dusunuyorum.

edit: bu cevabı yazdıktan sonra 2 kişi daha benzetti bugün ilk kez karşılaştığım.

Saçlar azıcık uzayınca Federer e benzeten oluyor arada.

laurence fishburne

Elçin Sangu. Kızıl değilim ama benzetiyolar.

Justin timberlake

goo.gl
Sadece saçımız benziyo :(

İlk okuldayken Burak Kut derlerdi. Şimdi yanından bile geçmiyorum.

emmy rossum'a benzetenler olmuştu. bence alakam yok.

Dayıma benziyorum ya.

Teoman

internet mahir

saçlar kısayken kemal sunal, uzunken santananın gençliği

Ronan Farrow
i.perezhilton.com

monica belluci
adriana lima
gisele bündchen
kate moss
gigi hadid
naomi campbell
ıııı başka kimler vardı...
doutzen kroes
cindy crawford

hepsine benziyorum

sima olarak ilker kaleli'ye benzetenler olmuştu.

Uzun saçlı halim Robert Plant idi. Şu an pek kimseye benzeten yok.

postcaileystewart.files.wordpress.com
gençliğinde yakışıklıydı al pacino. benzemiyorum

The O.C. 'deki Ryan ama tabi ki kızılderili versiyon :v

teoman'dan ersin korkut'a, riccardo tisci'den mr. bean'e çok geniş bir skala.
en sık gözlük taktığımda daniel radcliffe ve gözlük yokken andrew garfield duyuyorum ama sanırım.

allah benzetmesin ama osmantan erkır'a benzetildim bir kez :(

anladığım kadarıyla kızlar güzel olan ünlülere benziyor.

Cansever'e benzetiyorlar.

:D

Herkes kendini model yazmis ya o yuzden haha.

ben de söyliyim, winona ryder. daha cok gencliğine

kısmetse olur nur

Adrien Brody (burun hariç)
Kristen holden-ried
Med cezirdeki Mert

acer? şaka yaptım ha, gidip acer macer alınmaz, en bktan marka acer ile casper.

Asus'a dandik diyen bilgisayardan anlamıyordur. Asus ya da Dell al geç. MSI de iyidir.

Paranız varsa apple daha kısıtlıysa kesin asus.

para varsa;
mac os -apple
windows -dell

para kisitliysa
asus
msi

diss+1
6 yıldır dell kullanıyorum. bugün bozulsa yarın gidip yine dell alırım. çok memnunum. dell olmazsa asus alırım.

Asus'a laf söyleyene laf söylemeye geldim.

Bütçe 5-5,5

Dell gtx 1060lı olan 7577 yi alıyorum o zaman?

hp’nin Ortalama bir ürünü var bende. Bugüne kaç hiç ısınmadı. 2 yıllık ve çılgın gibi oyun oynuyorum.

O kadar bütçen varsa Monster al ekmeğine bak :)

Monster Notebook

Benim dizüstü bilgisayar Lenovo ve geçtiğimiz ay 7 yaşına girdi. Çocuğum olsa okula gidiyor olurdu şu an. Hala taş gibi, dandik diyenin alnını karışlarım.

Bundan önceki bilgisayarım da Asus’tu onu da yaklaşık 7-8 yıl kullanmıştım.

Asusa laf söyleyenlere yeterince laf söylenmiş ben onun yanında Lenovoya laf söyleyenlere laf söylemeye geldim ThinkPade laf söyleyenler çok ayıp ediyorlar.

Bir asus kullanıcısı olarak asusu tavsiye ediyorum. fiyat kalite konusunda gayet iyi aletler satıyorlar. Kafanda özellikleri belirlediysen epey.com dan arama yapabilirsin. Laptop alacağım zaman kullanmıştım ve bayağı memnun kalmıştım. Sitelere tek tek bakmaya gerek kalmıyor. Son tavsiye olarak performansı yüksek bir laptop almak istiyorsan U kodlu işlemcili aletlerden uzak durmanı tavsiye ederim. Güç tasarrufu sağlıyor ama performans 6 7 sene önceki masaüstü bilgisayarlar ayarında ne yazık ki. Aynı durum U dışındaki birkaç kod için de geçerli. Karar vermeden önce mutlaka cpu benchmark sitelerine bak ve oradan da kıyaslama yap.

Sony Vaio nalları dikmese sony derdim, saydıkların arasında kesinlikle Dell diyorum.

Hem laptop pazarında kendini kanıtlamış bir marka hem de servis desteği çok iyi.

markadan ziyade modellere odaklanmak lazım. bazen bazı model/serilerde kronik hatalar olabiliyor.

yıllarca dell ve lenovo kullandım. sorun çıkarmadı hiç. 8 yıllık toshiba var hala canavar.

Asus +1

ben param olsa da apple'ı tercih etmem bende macbook air var ama hediye geldi diye kullanıyorum.
para varsa dell daha az varsa asus'a yönelirim. yine monster vb markalar tercih meselesi.

Lenovoya laf söyleyenlere laf söylenmiş ama ben de Lenovoya laf söyleyenlere laf söylemeye geldim.

asus +1
monster +1000

Ben de bir toshiba var taş gibi. 6 yıldır kullanıyorum. Toshibacılar burda mı :)

istanbul'da yaşıyorsan, seçenekler arasında olmasa da bende monster derim. Kişiselleştirmek daha kolay tam istediğini yaratabiliyorsun.

Kullanıyorum 2 senedir, hem çok memnunum hem de servisi çok iyi. Düzenli aralıklarla götürürüm bakımını falan yaparlar hep ücretsiz.

dell de asus da modeline gore tas gibi geliyor.

almisken macbook al. omurluk kullanirsin 10 yil gideri var. ne guncellemesi ne virusu hicbisi ile ugrasmiyorsun.

Asus’un yüksek performanslı bir modelini kullanıyorum iki senedir. Nitekim taş gibi de performans veriyor, hiç yarı yolda bırakmadı. Fakat o meşhur menteşe problemi beni de vurdu. Ayrıca korkunç bir coil whine sorunu var. Makale okurken çıkan sesler dikkatimi çok dağıtıyor. Model de ux303u. Belki kronik sorunlardır, bilemiyorum. Cihaz şu an serviste.

Hp ısınıyor diyenle, protein tozu şişiriyor diyen aynı kafa. Ucuz, donanımı yüksek, kasası dandik hp alıp ısınıyor diyenler neden HP'nin alüminyum kasalı pahalı modellerine hiç bakmıyor?

Her markanın vardır ısınan modeli ararsan.

her markamanın iyi serileri var
lenovo thinkpad
dell xps
hp probook veya elitebook serileri standart makinalara göre daha sağlamdır.

asus donanım üreticisdir. hangi adam diyorsa onunla bir daha bilişim konuşma.
ha asus türkiye servisi çok kötü ve kazıktır. lenovo çok başarılı servis anlamında (kendi tecrüebelerime göre) dell de iyidir. dell pahalıdır ama genelde. asus, dell lenovo sıralaması uygun. lenovo'ya kötü diyene de bye diye el salla. sonuçta ibm know how ile başlamış bir şirket. eski tüm ibm kurumsal müşterileri şu an lenovonun.

eylül 2010'da aldığım toshiba hala canavar. hdd'yi çıkardım, ssd taktım, canavar gibi kullanıyorum.

eşime işyerinden 3-4 yıl önce verdikleri fujitsu'yu geri alıp yeni asus verdiler, benim 2010 modelden daha yavaş. ssd yok hdd var. ve niye bilmiyorum, sıfır bilgisayarın o hdd tıkırdaması hiç ama hiç durmuyor. kullanılmazken bile tırtırtırtır dönüp duruyor. geri verdiğim fujitsu bile daha iyiydi diyor eşim. yeni bilgisayar verilince sevinmişti, kullanınca pişman oldu.

kendi malımız değil, sökme formatlama falan yapamıyoruz, varsa çaresi gelsin.

ama benim 2010 model toshiba hdd varken bile bu kadar tıkırdamazdı.

oldu, hatta hepsiyle birlikte sağlığım da tehlikeye girdi, trafik kazası geçirdim bir de üstüne.

sanırım çıkış yolumu bulmamı, sağlığımı kaybetmem sağladı o dönem. değişik bir zen moduna falan girmiştim; tek başına tuvalete bile gidemeyecek haldeyken diğerlerine önem atfetmemin ne kadar saçma olduğunu düşünüp düşünüp gülüyordum. düşünsene, çişin var ama yapamıyorsun. ne yapayım ilişki iş problemini, çişimi yapsam tüm sorunların bir çözümü var aslında ya kafasına giriyorsun işte.

sonrasında hepsi düzeldi bu düşünce yapısıyla.

Oldu, oluyor. Güçlü kalamıyorum. Sürünüyorum.

Olmakta hala. İnsanlarla konuşarak atlatabiliyorum bu dönemi sadece.

2015 yazından 2017'nin yarısına kadar asdasdfg. gerçi hala elimde bi şey yok elle tutulur, istediğim şeyleri yapabilmiş değilim. fakat akıl sağlığım benimle. :D o dönem tedavi görüp atlatabildim.

kendimi bildim bileli bunların hepsi ters gidiyor bende ondan uyuşturucu bağımlısıyım galiba zaten, güçlü kalma diye birşey yok sadece alışıyorsun, alışırken yıpranmamak kritik nokta

2015 yazından berı olan arkadasa ben de katılıyorum. 2015 yazından berı her sey bombok. ısten atıldım bı daha da toparlanamadım hıc.

olayı bir kademe ileri taşıyorum:

hayatımda herhangi bir şeyin iyi gittiği bir dönem hatırlamıyorum.

Icerisindeyim hala o donemin. Olmuyor simdilik. Umudum var, o kadar.

Oldu tabii ki, olmaz mi! Hatta, hala devam eden kismi bile var; deprem gecti ama enkaz temizleme devam ediyor.

Ilk olarak guclu kalmak cok da anlamli olmayabilir. Guclu kalmaya kasmak sizi daha da yorabilir ya da yasadiklarinizi normallestirmenize ve yoksaymaniza, katilasip merhametsizlesmenize ve anlayissizlasmaniza neden olabilir. Uzuluyorsaniz uzuluyorsunuzdur, yikilsaniz yikiliyorsunuzdur. Bunlar tabii ki basit duygular degil, zaman zaman boyumuzu da asiyor. Hatta bazen haddinden fazla boyumuzu asiyor ve boguluyoruz ama bu kadar buyuk akintilara karsi koydukca daha da yorulur ve daha da bogulmaniza neden olur. Bu yuzden, uzuntunuzu yasayim; bol aglayin; bol bol konusun insanlarla. Profesyonel yardim alabiliyorsaniz en iyisi ama konusamiyorsaniz veya yardim alamiyorsaniz, yazdikca yazin, yazdikca yazin. Uzuntunuzu yasayin ki, sisteminizden ciksin, icinizde kalmasin. Keskin sirke kupune zarar.

Amerikalilar "You don't go against the current, you go through it" derler. Yani, akintiya karsi yuzmeyiniz, akintiyla birlikte gider ve bir zaman sonra yolunu bulursun anlamina gelir. Basimiza kotu seyler geliyor ve bunlar varken hicbir sey olmamis gibi davranmak, kendimizi yormak pahasina savasmak, sorunlari hasiralti etmek kendimize, sagligimiza ihanet olur.

Bir de o kafayla ve o ruh haliyle aktif olarak savasa girmek isleri daha da kordugum yapabiliyor.

Ben guclu kalmadim. Agladim, yardim istedim, yardim aradim, kendime sefkat gostermeye calistim. 15 yasinda bu Tavuk Suyuna Corba kitaplari olmasa da, kucuk anekdotlar okumayi seviyordum. O yazilardan birinde "Saga cektim, bekliyorum. Akan aksin, giden gitsin. Bekliyorum" diyordu. O icimde cok yer etti. Boyle durumlarda, ilk once sakin kalmak mumkun olmayabiliyor ama sakinlik donemi geldiginde saga cekip beklemek en iyisi. O kordugumu ya zaman cozuyor ya da bazen sen ellemeyince kendi kendine cozuluyor. Ne zamanki su boyundan az bir yukseklige geliyor, o zaman aktif caba ise yarayabiliyor.

Cikis yolunu ben bulmadim, kendi geldi birakti bir yere. Ben de bu yerden devam ediyorum. Hep boyle olmayacak, cikis yolu orada. Gececek. Illa ki gececek.

ilaclarla etkilesime giren greyfurt suyu degil miydi

Greyfurt evet.

işin kötüsü karışık meyve suyu yaptırdım onu içtim. onda var mıydı greyfurt ya?

İlacla arasında 2 saat varsa öncesi veya sonrasında sorun olmaz. İçtiğiniz ilaca bağlı olarak ilacın kana gec karışmasını veya erken karışmasını sağlayabilir.

umarım o kız ben değilimdir:)))

şaka bir yana internette sörf yapıyorum.

beyler bence kiz hepimizi oyaliyor.
bu olayin sonu inek sabanin taksim meydanindaki bulusmasina benzeyebilir

Benim kiza yazilani bulmaya calisiyorum

@kosun lan mevzu var
Ulan hepiniz ordaydınız be :)

Kız değildir o. Kız olsa duramazsın

iş

mutsuz mutsuz müzik dinliyorum.

yorucu iki günün ardından 3 günlük molam var. ne yapacağımı düşünüyorum şu an.

Yarın katılmam gereken bir eğitim var. Şu an tam olarak sabahın 6'sında nasıl uyanıp hazırlanacağımı düşünüyorum kara kara.

thi shi ve first aid kit eşliğinde tez sunumu hazırlıyordum. şimdi tesla'ya geçtim. iş devam ediyor. çayımı bitireyim yatacağım.

Modemin yanın ışıklarına boş boş bakıyorum.

master of none diye bir diziye basladim onu izliyorum.

bes alti saat sonra uyanacak olmanin mutsuzlugu da var tabi :/

demin 2 tane hazır waffle luplettim. kilo aldım hayvan gibi bu aralar ne zaman rejime girsem dıye dusunuyorum

kızla yazılanları okuyoruz, gülüyoruz.

Aklıma gelen ilk iki film şu ikisi oldu, tamamen amaçsız filmler mesela:
www.imdb.com
www.imdb.com

Monty Python - life of Brian ve holy Grail ve the meaning of life

monty pythonları izledim

www.imdb.com

(bkz: the brothers grimsby) fil sahnesinde anırmazsan gel beni bul :D

sasha baron cohen'in tüm filmlerini izledim. brothers grimsby'de fil ve zehri emme sahneleri dışında anıra anıra gülmedim hiç :D

www.imdb.com

the room (2003)
hot fuzz
this is the end

onlarin arabasi dizel olabilir mi?

otomatik mi manuel mi? benzinli mi dizel mi?

Benzinliyse bogaz kelebegi kirlidir, temizlettir ve adaptasyon yaptirt.
Hava filitresi +1

hiçbir benzinli araç istanbul-ankara gibi büyük şehirlerde 5-5.5 litre ile gidemez. o düşük değerler dizeller için.

1.4-1.6 bir araç için 7-8 lt gibi değerler aslında normal.

yakıt ekonomisi en yüksek olan honda bile uzun yolda benzinde 5.5lt ancak yakalıyor. o da kağıt üstünde pratikte daha fazla olacaktır.

motordan çok iyi anlamadığım için sıkıntı nedir bilemiyorum (kesin bir sıkıntı var ama)

ancak benzinli arabayla 100 km'de 5 lt derken fabrika verilerini baz alıyorsanız almayın.

o veriler rüzgarsız ortamda, tamamen eğimsiz yolda ve aracın ideal tork ürettiği devirde sabit hızda (sallıyorum 4. vites 80 km/saat) hesaplanıyor. sürtünmesiz ortam misali çok gerçekçi olmayan şartlarda yani.

bildigim kadariyla aldiginiz fiesta 4 ileri vites olan modelden ve bu benzin tuketimi normal, cunku o yillarda uretilen fiestalar cok yakiyor. lpgden baskasi kurtarmaz sizi.

o araci ben de aldim 1. ay sonunda sattim
istanbula uygun arac degil

Hocam benzinli ise normal 8-9 civarı yakması. Yeni başladıysan devirli kullanıyorsundur, ondan 10 yakıyordur.

Belki lastik havaları iniktir. Sonrasında bakımları için geç kalınmıştır. Ayrıca hava filtresini çıkarın ve ters düz ederek çevirip silkeleyin isterseniz. Tozları dökülür en azından üzerinden. Sonrasında da havalar soğuduğu için bir miktar artabilir. Ama 10 litre çok. Evden çıkınca kaç kilometre sürüyorsunuz. 2 kilometre ise yakması doğal. Daha motor ısınmadan kapatıyorsunuz kontağı.

şimdi birisi gelip mağara şakası yapacak.

lütfen.

the pursuit of happiness?

yes man

falling down, 1993, Michael Douglas?

onu bilmiyorum ama bana başka bi filmi hatırlattı, az bilinen bi filmdir ve kesinlikle daha iyi olduğuna eminim: After Hours

after hours ?

jim carrey'nin oynadığı Bruce Almighty filmi olabilir mi? türkçe'ye "aman tanrım" diye çevirdiler sanırım.

sistem geri yükleme noktaları yüzünden olabilir.

ademocut.com

@playing star again, torrent vs gibi hiçbir program yüklü değildir. oyun da oynanmıyor. sadece internet ve yazı bilgisayarı.

mesela kırmızıyla çizdiğim yere mi tıklamam lazım silmem için, teknikten anlamıyorum, yanlış bir iş yapmayayım:(

i.hizliresim.com

ben olsam ccleaner yüklerim.

durum sadece browser kayıt şişmesi de olabilir.

ccleaner ile analiz edip temizlemek lazım.

@yeniden yıldızla oynuyorum

kardeş donanımhaber forumdan mısın? bu nasıl bir gündem takibi...

ccleaner ımı sildim hemen.

kırmızıyla çizdiğim yeri mi tıklamam lazım?

c:\users\[kullanıcı adın]\appdata\local\temp klasörüne bak, yüklü ise sil gitsin...

OneDrive yedekleri olabilir sorun. aria-debug diye aratırsanız aynı sorunu yaşayan pek çok kişi olduğunu görebilirsiniz.

şu programı indirip ne ne kadar yer tutuyor bakar mısın bi?

www.jam-software.com

bu sayede şişkinliğin nedenini öğrenebiliriz.

ccleaner'da virüs falan yok. sistemleri hacklenip sadece bir tane sürümüne kısa süreliğine zararlı olma ihtimali olan bir kod eklenmiş ancak o kod hiçbir zaman faaliyete geçemeden önlemi alınmış. sitesinden indireceğiniz son sürümünde hiçbir problem olmayacağı gibi direkt zararlı kodu içeren sürümü bile indirip kullansanız yine hiçbir şey olmayacak çünkü kodu uzaktan aktive edecek olan alan adları gibi şeyler zaten önlem amacıyla ele geçirilmiş durumda. yani o virüslü denilen sürümde bile şu durumda tehlike yok çünkü koda komut gönderecek kimse yok.

zaten girip son sürümünü indirip kullanmada hiçbir sakınca yok çünkü icabına baktılar temizlediler her şeyi. yani ortada bir girişim olmuş ama sonuca ulaşamadan halledilmiş büyütecek bir şey yok.

@secrexv2, dediğiniz programı kurdum. manzara şu şekilde:

i.hizliresim.com

windowsun içine gir bi. 67,8 gb olan kısma ve en yüksek değeri açarak bi bakın neymiş o.

@secrexv2, dediğiniz gibi yaptım, tablo şöyle belirdi:

i.hizliresim.com

anormallik nerede olabilir.

bir de "users" dosyası 11.8 gb, bu normal midir?

örneğin mail adresinde çok mail varsa, outlook da şişirebiliyor
appdata altında temp silmek makul.
ama en garantisi bir programla şişen yeri görmek.

ebeveyn hareketi normaldir. dünya kadar maaş alsan ve hesap bilgilerin küsüratına kadar bilinse yine de yapılır bu yani. afiyet olsun :)

"Ama üslup da biraz garip değil mi yani et ve erzak alıp eve göndermeler falan?"
Hayır değil. ana babalar yapar öyle şeyler.
uzun uzun yazamıcam şuan ama kızman da yersiz, hatta saçma.

Aslında garip, ama adamın niyetinin kötü olduğunu düşünmüyorum. Bence bir defalık git, sonrasında kırmadan, incitmeden ben alıyorum zaten, hallediyoruz bir şekilde diye ikna et. Kızılacak kadar ciddi bir durum değil, konuşularak halledilebilir bence.

aa ben seni erkek sanıyordum, şaşırdım. bence adamın niyeti kötü değil. ben olsam sevinirdim. muhtemelen "markete gitmeye üşeniyorlar, alayım da yesin yavrucaklar" diye düşünmüştür. ben garipsemedim.

edit: bir de başlığa "bir başkasının evinize erzak göndermesi" yazmışsın ama burada söz konusu erkek arkadaşın babası. bir başkası değil yani. yabancı biri gönderse kabul etmezdim tabii ki durumum varsa.

Böyle bir müstakbel 2. babaya sahip olduğun için sevineceğin yerde bunları düşünebilmen asıl garip olan. Afiyet olsun :)

Babaların çocuklarına et yedirme uğraşı oluyor hep bendede aynı mevzu var babam bana otobüsle kebap yollamak bile istiyor 3 saatlik yol biraz garip olur babalar

Garip olanın senin akşam yemeğinde tost ve kahvaltı yapıyoruz demen. Birlikte yaşıyorsunuz ve hala akşam yemeği için tost ve kahvaltı. Yazık o babaya.

kızman yersiz.

e sen tost yapıyoruz dersen baba da et yollayım yesin garipler der tabi
ne güzel adam sizi düşünüyor daha ne istiyorsun?
"istesem ben alamaz mıyım" nedir? demek istemiyorsun ki almıyorsun. ama beceriksizsin ama düşüncesizsin ama sağlıklı yemek filan umrunda değil ama vaktin yok...bilemeyiz. adam da sana bak al yap dememiş. kendi el atmış. daha ne?
dayak istiyorsun.

Kızma bozma aranızı böyle basit şeylerden, gıcık da tutma adama.

yani ben diğerlerine katılmayacağım ama kızman versiz
lokum gibi aile bulmuşsun dır dır ediyorsun. dikkat et yakında kapının önüne koymasınlar seni. sonra bonfileler, antrikotlar, ciğerler, kavurmalar diye aplarsın :)

kesinlikle kızmanız yersiz.

@jimmy derdimi sikmeyin arkadaşlar, herkesin derdi "depresyondayım, mutsuzum, iş bulamıyorum, çok yalnızım" vs olsaydı topluca cinnetler geçirirdik. ben de biliyorum bu önemsiz bir şey ama bazen böyle şeyler de oluyor. samimiyetinize güvendim sordum sormasa mıydım.

evet kızmamın yersiz olduğunu hissetmiştim zaten ama bir de buraya danışayım dedim. cidden yersizmiş onu anladım. teşekkür ederim herkese. babasını da çok seviyorum zaten koca adama böyle şey için laf söyleyebilir miyim hiç. saygısızlık olur en başta. sadece bana garip geldi hepsi o.

@nickfurry merak ettim de nesi varmış kahvaltı etmenin ya da tost yemenin? akşamları başbaşa ya da arkadaşlarla vakit geçirmeyi seven bir çiftiz. zaten haftada bikaç akşam o spora gidiyor ben de yogaya. e yemek yapmaya kalksak 2 saat sürüyor, dışarıdan söylesek de çok pahalı ve yağlı. ikimiz de işyerimizde öğlenleri ev yemeği yiyoruz zaten. o yüzden akşamları yemek yemeyi tercih etmiyoruz.

benim mottom hep “yemek varsa yerim. yol varsa giderim. is varsa yaparim” oldugundan cok normal geldi bana.

"evde kedin aç" demek istemiş.

ağır saçmalamışsın, için kötü fesat bence sana yaranılmaz:)

Anne baba başkası değil, babalar yapar öyle şeyler+
Emrivaki yapmamış, önceden söylemiş. Sen şaka sandığın için istemediğini söylememişsin, olay bu yönde gelişmiş. Senin annen de yolluyormuş. adamın yaşadığı yerde çok güzel ve istesen gidip alamayacağı şeyler olmaması bu şekil yapmayı düşündürmüş de olabilir.
Hem evlatlar güzel şeyler yiyorlar der mutlu olur hem (öyle düşünmüşse) annenlerin yolluyor olması durumuna karşı kendini eksikli hissetmemiş olur.

@oscar ya yuh ne alaka. hangi noktada ağır saçmalamışım? "kızdım" dedim, böyle diyince herkes kavgalar koptu sandı galiba. o kızma kısmını da açayım madem. babasının bize erzak getireceğini öğrenince erkek arkadaşıma dedim ki "valla teşekkürler ama ne gerek vardı. biz istesek kendimiz alamıyor muyuz etimizi sütümüzü sanki"

kimse dememiş garip
kızman yersiz

ablama gideceğim zaman annem evden bazlama ve toz şeker gönderiyor bazen. ablam da geçen anneme yoğurt kabı göndermeye çalışıyodu benle beraber. bildiğin boş yoğurt kabı, anneme lazım oluyomuş. evlilik kafası, anne baba kafası başka. ayrıca yeri gelir çıkarır para da verir. babası sonuçta.

bi de tost yapana kadar hazır çorba yapmak daha pratik. o cevap bana da garip geldi.

babanın suçu yok. sen de fazla hassas davranmışsın.

ama sevgilin seni bu pozisyona sokmasa daha iyi olurdu.

seni göndermek yerine akşama babasından kendisi alsa daha hoş olurdu sanki.

onun haricinde bunda takılacak bir şey yok ki adamla samimiyetiniz de oldukça var gibi.

@elorelia belki ablan bazlamayı başka yerden alamıyorsa annen o yüzden gönderiyordur. benim annem de memleketten zeytinyağı ve peynir gönderiyor dediğim gibi. ama toz şeker değişikmiş mesela. ya ne bileyim bana garip geldi işte, neyse garip değilmiş demek.

hazır çorba mı, öğk. çok ama çok zararlı, içmeyin öyle katkılı şeyler çocum :/ normal çorba yapıyoruz aslında ama şimdi daha çorba havaları gelmedi tam. kışın yaparız.

allahaşkına kahvaltının nesi var ya. mis gibi yumurtalı peynirli. çok takıldım o kısma. dur bunu ayrı soru olarak sorayım :D

Valla kusura bakma ama zorlasan bu kadae kötü niyetli düşünemezdin.

Her aksam kahvalti ya da tost yapiyorsaniz ben de garipsedim.Her aksam kahvalti ya da tost yapmiyorsaniz, biraz yanlis lanse etmissiniz, sizde de hata var. Adam alamadiginizi dusunduyse hakli yani.

Bence gayet normal ya. Kendi annem, babam bile erzak yollamiyor, keske yollasalar. Kendi erzagimi kendim yapiyorum. Anca anneannem yolluyor arada. Nasil seviniyorum. Yani, yaranilmiyor +1 Kizmaniz cidden yersiz, yani bu erzak yollamanin neresi kotu olabilir ki? Hani sunda nasil bir artniyet olabilir?

Basliga cevap, hos karsilardim.

tam evlenilecek sevgili babası bence kızmayı bırak mutlu olmalısın. çok tatlı bir hareket.

@sadakatsiz @aquarium

babasına kötü bir şey demedim elbette. hakkında kötü de düşünmedim. okumadan etmeden cevap yazıyorsunuz. babasının tatlı bir adam olduğunu ve niyetinin kötü olmadığını da biliyorum bunu soruda da yazdım. "kızdım" dediğim nokta yukarıda bir cevapta da yazdığım gibi erkek arkadaşıma "ne gerek vardı, biz alamıyor muyduk" dememden ibaret. gün içinde de ara ara aklıma geldi, o yüzden sorayım dedim. şu soruyu sormasaydım hala bu konuyu garipsemekle garipsememek arasında gidip gelecektim ama artık eminim ki babasının davranışında bir gariplik yok.

peki itici ve kötü niyetli diyenler o kısımları biraz açabilirler mi? itici ya da kötü bir insan olduğumu düşünmüyorum çünkü, hatta tam aksi bir insanım bence. bu sorudan bu yorumların nasıl yapabildiğini merak ettim.

bi de baba dediğin adam sonuç olarak erkek, bir kadın kadar ince düşünceli olmasını beklememek lazım. biraz daha dobra olur gayet normaldir, alır eti verir elinize hadi alın yiyin sıpalar der o da onun sevgisini ve ilgisini gösterme şeklidir.

Anne baba yapiyor öyle seyler. Ben eve gittigimde (yurtdisinda yasiyorm normalde) annem ceviz, üzüm falan bile koymaya kalkiyor valizime. Sanki burada yok :D

Kötüsün demedik. Çok tatli bir davranisin uzerine Kötü düşünmüşsün, art niyet aramissin bu da kotu niyettir dedik. "Ne gerek vardi biz alamiyor muyduk" "ha para vermis ha et vermis" "üslup da garip" yani şu cümlelere bakınca şeker gibi adamcagizin yaptigi iyilik icin bi ton gereksiz ve art niyetli şey geçirmişsin aklından. boyle dusunmek icin zorlasan düşünemezdin dedim yani ben de. Anlattigin kadarina bakinca genel olarak bu dusuncede bir insansan memnuniyetsiz ve sorun cikarmaya meyilli bir insan cikiyor ortaya. Tabi bu bu olay icin boyle. normalde nasil biri oldugunu yorumlamadık.

okudukça cidden şok oldum. Babaya teşkkür edeceğinize birde kurmuşsunuz zavallı adam o kadar ince düşünemez yani sizin minnak kalbiniz kırılmasın diye. Elinize para vermekle kendinize hiç iyi bakmıyorsunuz biraz et yollayayım yemek yapın yiyin demesi çok farklı şeyler. Kendi annenize de yollatmayın o zaman ben arada bir fark göremedim. Ayrıca benimle aynı muhabbeti yapıyor olsaydınız ben de size et yollardım her gün tost mu yenir allah aşkına patates gibi olucaksınız, adam doğru olanı yapmış.

Ne güzel sizi kızı olarak görmüş bazen cidden hayret ediyorum iyilik yapsan bir dert yapmasan bir dert.

yersiz ve abartılı bi tepki olmus bence kızmak. ben olsam nazikce tesekkur ederdim dusundugu icin. boyle bi sey sizi rahatsiz ettiyse bile tekrarlanmamasi icin yapmaniz gereken kizmak ya da tepki gostermek degil.

yersiz kızman

Ben adamda kötü niyet görmüyorum.
Kızılacak bir şey yok bence.

Bana da et alan olsa da yesem +1

Şu aşamada kızılacak bir şey yok +14278

seni sanirim bir tek ben anladim. ayni sey benim basima gelse ben de garip karsilarim ama bunu kizmak olarak nitelendirmem.
ilk önce bi cok mahcup olurum. sonra da senin gibi ne gerek vardi diye aklimdan gecer. ögrenci falan olsam belki bunu hic dert etmeyebilirim ama ikimiz de calisiyoruz demenden yasini basini almis yetiskin ve kendi ayaklari üzeürnde durabilen insanlar oldugunuzu anliyorum.

ailenin ccouklarina pismis yemek ya da memleketten/köyden yiyecek getirmesini ayri kefeye koyuyorum, o benim icin baska bir konu. ama böyle market alisverisini yapmak bence de garip. kayinpederim elinde iki migros posetiyle gelse garipserim valla.

@want2die

yarım saattir gülüyorum hacı.

"keşke bana da et alsalar." ne demektir ya qwueqwhequwehqweıu

öff pöfff, daha ne istiyosunuz bilmem ki :/

maksi güncelleme! - isteyenler çizgi çektiğim bölümden sonrasına devam edebilir. babasının asıl derdi meğer neymiş, orada anlattım.

hepinize teşekkür ederim. sağlığıma benden çok dikkat etmişsiniz, böyle yemeye devam edersem sağlıksız olacağımı falan söylemişsiniz ama buna pek katılamayacağım. burada yazan çoğu insandan çok daha sağlıklı beslendiğimi düşünüyorum. işlenmiş şekeri, çikolata-cips tarzı marketten alınan herhangi bir abur cuburu, kızartmaları yemiyorum. kola içerdim geçen seneye kadar, onu da bu duyurudakilerin gazıyla bıraktım (eksiduyu.ru) aylardır aklıma bile gelmiyor. zaten dışarıdan da yemek söylemem. hamburger-pizza tarzı şeyler de böylece eleniyor. işyerinde ev yemeği yiyorum, eh işten gelince bir tost yemişim ya da 2 dilim ekmek, peynir, domates, tereyağı gömmüşüm ne zararı var ki? çoğu akşam yemeğinden çok daha hafif ve sağlıklı bence.

tamam, akşamları sebzeli kıymalı yemekler yesek bu kahvaltıya göre daha sağlıklı olabilir ama biz boş vaktimizi başka şekillerde değerlendirmeyi seviyoruz. "akşamları işten eve gelirsin, yemek yapıp yersin, dizi izleyip yatarsın." gibi bir evli hayatımız yok yani. sosyal hayatımız yoğun. sahile iniyoruz, spora/yogaya gidiyoruz, arkadaşlarla buluşuyoruz, erkek arkadaşım ukulele çalmayı öğreniyor her akşam bir süre ona çalışıyor ^^ yemek yapmak ise bunların yanında sıkıcı kalıyor tabi. işe gitmiyor olsak yapardık ama şu hayat tarzımızla buna vakit yok. kahvaltı o yüzden bana ideal geliyor. hem maliyetli değil, hem kızartmalı, şekerli, kalorili falan değil, hem de çok kısa sürüyor.

ama gelin görün ki şimdi eve erzaklar da gelecek, mecburen bozulmasınlar diye oturup yemek yapacağız. çoğu insan bu yazdıklarımı şımarıklık olarak algılamış, nankörlük ediyorsun, bana da alsalar ben pişirsem falan denilmiş de, herkesin boş zamanlarını değerlendirme tarzı bir olmak zorunda değil ki. benim bir düzenim var ve yıllardır böyle beslenmişim. canım yemek yemek isterse zaten gidip kendime kadar kıyma, sebze alıp yapıyorum (ayda yılda bir) ama babası getirdi diye şimdi bir süre evde yemek yapacağız. zamanımızı bu sevmediğimiz işe ayıracağız. oysa başka hobilerimiz var. onlara daha az zaman ayıracağız. canımı asıl sıkan bu aslında.

----

sadede geleyim.

erkek arkadaşım dün babasını aramış, "sen bize alacaklarını al, yarın gelir evden alırız poşetleri" demiş. babası da "neden istanbul kanatlarımın altında (ben) gelmiyor, ben onunla birlikte alışverişe çıkacaktım" demiş. erkek arkadaşım da iş güç vs bahaneler söylemiş ben alışverişe çıkmayı istemem nasıl olsa diye.

ben de "niye özellikle benimle birlikte alışverişe çıkmak istiyor ki?" diye sordum. o da "babam işte, şimdi seni alışverişe çıkaracak; soğanın nasıl seçileceğini, eti ne kadar süre ateşte tutacağını, neyin yanına hangi yemeğin yakışacağını, püf noktalarını falan anlatacak uzun uzun. çünkü seviyor adam onun da hobisi o. eskiden benimle çıkardı, bana çok anlattı hepsini. şimdi de sana anlatacaktı işte." dedi. o öyle diyince de ben tabi çok üzüldüm. kaç yaşında adamın bir keyfi var onu da kaçırdık diye. bugün arayıp "akşam geleyim alışveriş yapalım" diyeceğim. hem düşününce mantıklı da geldi, vedat milor gibi adam babası baya bir şey öğrenebilirim :D

benim babam da böyle; bu yaşlardaki insanlar bildiklerini anlatmayı ve onları dinleyecek birilerinin olmasını seviyorlar. adamın gönlü olsun.

neyse. anlayacağınız babasının derdi biz habire tost yiyoruz diye bize sağlıklı şeyler yedirmek değilmiş, sadece yemekler hakkındaki bildiklerini anlatası gelmiş.

herkese teşekkürler. en çılgın sorular bile bu kadar uzamamıştı herhalde :p

aynadan takip. aynadan bakınca çok yaklaşıyorsa frenlerim.
arabaya elim çok alışıksa genelde anlarım sürtmeyeceğini ama çok dar alanlarda aynaya bakmadan milim oynamam.

park edecekken geri geri park ediyoruz

dolayisiyla sag arka kapi kaldirim yuksek olmadikca sorun yaratmaz.

çözüm basit. sağ dönüşten bahsediyorsun sanırım. açıktan alacaksın. soldaki arabaya yakın döneceksin, soldaki arabaya yakın park etmen sorun olamz.

ayna ayarınız arka kapı kolunu ve ötesini görecek şekilde ortalı olmalıdır. bu şekilde kullanırsanız ayna kurtarıcınız olur.

her yere geri geri park ederim +1 daha kolay sikintisiz ciziksiz boylece

Passat kullanıyorum. Yani baya uzun araç. Böyle bir sorun yaşamadım sanırım. Soruyu anlamamış da olabilirim. Dar sokaktan dönerken baya genişten alıyorsun. Yani soldaki arabanın dibine kadar gelip, sokakta da sanki sağa dönmeyecek gibi devam edip karşı kaldırıma 20-30 cm kala tam kır direksiyonu istersen. Park ederken de zaten geri geri geldiğin için eğer baba falan yoksa kaldırımda, sürtecek bir şey olmuyor.

bence bu işi en iyi yapan isim attila ilhan'dır

attila ilhan da klasiktir.

güncel veri lazım.

haddime ise eğer, sorunu çok beğendim :) gerçek bir kitap diyorsun da, öte yandan zamanın da kendi gerçekliği var. bu yüzden gerçek, gerçekten zor. ama dediğin şey eleştirisellik. bu da zamanın yorduğu insanlar, ayak uydurumayanlar yazacak. bunu yapabilmek için de zamana esir olmamak lazım. ben çok güzel işlerin çıkacağına hatta belki bir akımın çıkacağına inanıyorum. çünkü mevcut dönem zihinsel olarak en yıkıcı dönem. bugünün eleştiriciliği de var ama eleştirdiği şeyin dilinden yazdığı için onun bi parçası oluyor.

ben Pınar Öğünç'ün Aksi Gibi kitabını okuyunca toplumdan hikayeler olması nedeniyle bunları düşünmüştüm.

Bunu ben de düşünürüm hep ve sanki yok gibi. Belki de uzun vadede göreceğiz.

Perihan Magden ve Orhan Pamuk birgun begenilecek. Ali ile Ramazan kitabinin Turkiye'de yayimlanmis olmasi ya da Orhan Pamuk'un dusunce ozgurlugunun olmadigi bir yerde bu kadar asagilanmasi bize Sabahattin Ali'nin oldurulmesini animsatacak. Halkin demokrasiyi benimseyemedigi bu yuzyillari gelecekte korkuyla okuyacagiz.

guzel bir soru.

soyleme bicimleri (siir, oyku, elestiri, roman, hatta turku filan) ayni kalmaz. insan donusur, soz donusur, cevre donusur, bilinc donusur, falan filan.
maupassant'dan bu yana dunyada, tr'de gercekcilik, toplumcu gercekcilik'e evrilerek ilerlemisti. sabahattin ali'lerle filan ana-yol'una girdi sayabilirim (nesnel baglayiciligi yoktur).
70'lerde, 80'lerde yilmaz guney yapitlarini de toplumcu gerceklik ana-yolu uzerinde sayabiliriz.
80 bir kirilmadir. darbeler, katliamlar, iskenceler, cozulemeler, bozusanlar falan. sonra duvarin yikilmasi, sovyetler'in dagilmasi ile surecin, "gercekligin" iyice degismesi filan.
bu donemde dildeki, sanattaki ani degisimi yalcin kucuk "kufur romanlari" diye irdelemeisti misal, yine sansasyon yaratip sagi solu suclayarak.

bu yillarda aziz nesin, rifat ilgaz, asim bezirci, ilhami soysal, erdal oz, mina urgan, abdulkadir pirhasan (vedat turkali) gibi ustalar yaziyordu.
ahmet telli, sukru erbas, arif damar, yilmaz odabasi, nihat behram, sukran kurdakul, nihat ziyalan, nevzat celik, adnan yucel siir soyluyordu.
90'lar tr icin cok kanli, cok sancili yillar oldugu gibi, sivas katliami ile bir buyuk kirilmanin daha yasandigi zamandi. kimileri, buyuk beyaz kugunun da orada son nefesini verdigini soyler.

simdi grup yorum soyluyor. ken loach film cekiyor. joan castejon heykel yapiyor, falan filan.
ama elbette zaman degisti. toplumcular odul jurilerindeki, radyodaki, televizondaki agirliklarini yitirdi. bazi baska seyler de yasandi.
simdi gizemle tika basa dolmus, karakterlerin ne tam iyi ne tam kotu olmamak icin yandan carkli gibi gittigi yapitlar okuyoruz. yahut daha ziyade filmini, dizisini izliyoruz.
siir pek okunmuyor zaten, varsa sarkisini filan dinliyoruz.
bi de tivit'ler, feysbuk duvar yazilari falan var :P

market arabasıyla terör estiren arkadaşınız var benim için efsane olan o

coco trollükte bir numaradir. kelimenin tam anlami ile bir troll, kendine ait bir kimlik yaratmis ve o kimlikle uyumlu dehsetengiz hikayeler anlatiyor. kimse de kayitsiz kalamiyor. anlattigi hikayelerin gercek olabilecegini düsünmek bile istemiyorum.

onun yerine pilotun yüzüne kezzap atan bir kız vardi, sonra nagisny gibi bir nickle dolanmisti buralarda. benim icin en igrenc trol odur mesela.

sosyomatı bilen varsa;

orada bayarca nickli bir kullanıcı vardı.

hala öylesini görmedim.

duyuruda ise; kedi kumu ile ilgili duyuru bence bu ortamda yapılmış en iyisi.

lara gofret bir numaraydı bence.

shedracon'u unutmayalım.

seni benim gibi/kadar seven olmadı demek bence

seni üzmüşler demek.

"İlişkideki marazın suçlusu sensin" demenin kafa karıştırıcı ve romantik yöntemi.

Hasta ruhlusun demenin kibar ve duygusal sekli.

Çok güzel bir cümle bence. Öncekileri unut demek olabilir.

çok acayip sevmiş yani.

birisi bana bu cümleyi kursun isterdim.

İki anlamı geldi aklıma, ikisi birbirinin tersi.

İlki, seni doğru düzgün sevmemişler, sevgiye hasret kalmışsın, onu da ben göstereceğim.

İkincisi, hiç sevmemişler ve yeterince sevgi alamamaktan sen de kaskatı ruhlu, psikopat bir insan olmuşsun.

Umarım ilk anlamda ya da başka güzel bir anlamda kullanılmıştır.

O.ç nin tekisin demek.

Sevilme hissini hiç yaşamamışsın demek istiyor olabilir

ergen lafı.

bi tek kendi sevme biçimini doğru zanneden insan lafı. genelde yalan yulan davranışlarda bulunur bu insanlar, karşısındaki de samimiyetsizliğini anlayınca böyle derler. sevgilik gibi bir şeyse ve dediğim gibiyse kaçarak uzaklaş.

seviyorum seni ama anlamamakta ısrar ediyosun, sevilmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyosun

2 şekilde düşünülebilir:

1. "Sevilmeyen insan bayağılaşır"dan bahsediyor olabilir. Sevgi insanı zenginleştirir ya frekansınızı değiştirir, herkese/ her şeye karşı gönlü daha bol biri haline gelirsiniz. Bu romantik bi sevgi olmak zorunda değil; aile, arkadaş, eş dost, 4 ayaklı dostlar da sevdaya dahil. Bunların yokluğu insanı -bence- düz, derinliği olmayan, samimiyetsiz, köylü kurnazı, küçük hesapların insanı yapıyor zamanla.


2. Kimsenin hayattaki önceliği olmamışsın demek istiyor olabilir. Kimse dünya bir yana sen bir yana dememiş mesela.
Burada şöyle bir durum var bence hiç sevilmeyen insanlar buna izin vermeyen insanlar oluyor gördüğüm kadarıyla. Bunlardan bir kısmı kendisini sevmiyor, dolayısıyla başkası onu sevdiğinde durumu yadırgıyor ve uzaklaşıyor. hatta bi miktar karşısındakini küçük bile görebiliyor. Bir kısım da -biraz klişe ya da yavan gelebilir ama var bu arkadaşlar- sevginin/ilişkinin kaptırma haline kendini bırakamayacak kadar kontrolcü, mesafeli, duvarları yüksek ya da narsist olabiliyor.

saksıya fesleğen gibi oturturum manasıda çıkar.

ilk dinlediğimde beni o kadar çarpmadı, ikinci dinlediğimde
bir iki şarkıda eski tadı aldım.

beğendim ve tekrar şarkısı favorim

''delinin yıldızı''nı pek beğendim, diğerlerinden 3-5 tane dinledim karışık, pek eski etkiyi yaratmadı bende. Oturup sakin kafayla dinleyeceğim bir ara.

dertler iri kiyim adli sarki disinda eh iste dedirtti

beğendim. soundu çok iyi.

30+ değilim ama arzuhal süper olmuş. eski vega tadını aldım ondan. delinin yıldızı ise sanki bana bakın hiç bişey değişmedi eski vega devam ediyo demeleri için zorlanmış bi şarkı bence.

Arzuhal, Dertler İri Kıyım, Delinin Yıldızı, Man-Yak-Lar süper şarkılar. Sanki eski albümde olacak yer bulamamış şarkılar gibi. Dünyacım da tam bir Vega şarkısı.

beyler siz bana sormadınız ama söyleyeyim,

ben de bazı şarkıları çok beğendim, tıpkı "eskisi" gibi.

mıymıy bir sürü kadın vokal çıktı. onların arasında vega yıldızı gibi geldi albüm cidden. super vokal işte!

ekran 15.6 olsa daha iyi olur.

ekranin yuksek cozunurluklu ve 15.6 inc olup hafif ve ssd li marka model var mi ki

ultrabook nesli hep 14 inc diye biliyorum

Sadece bahsettiğin şeyleri yapacaksan oyun oynamak ya da kodlama işlerine girişmeyeceksen çok fazla para veriyorsun dostum.Daha ucuz modellere bak.Ama sorunun cevabı:gayet yeterli

bence güzel makina. yeterince büyük, yeterince küçük. ve hafif! 1420 gram.

yabancı müzik çalan radyo açık olur zaplarım arada şehir içinde

şehir dışında telefondan play list

Mark Knopfler
Eğer o uyku getirir dersen
Björk

Fizy listelerini dene

Doksanlar yolda çok iyi gidiyor bir de

www.youtube.com

www.youtube.com

antalya'da üniversite fm var güzel şeyler geliyor çoğu zaman.

www.youtube.com

Böyle şeyler genelde. :)

radyo eksen
pal nostalji
bazen power fm

En çok pal nostalji, onun dışında muhtelif diğer radyo kanalları. Uzun yolda telefondan kendi listemi dinliyorum.

Kendi yol playlist'imi yaptım Spotify'da onu dinliyorum.
Böyle salon müziği tarzında, valsli malsli klas şeyler. Bilinen hareketli parçaların cazlaştırılmış coverları vs.

uzun yol hey douglas
sehir ici radyo ilef, pal nostalji, bir de bir kanal var sade hitleri calan acayip gavur aksanli turk bir djleri var onu dinliyorum ama kanalin veya djin adini unuttum.

Metrobusle belli bir noktaya gidip ordan taksiye binebilirsin

esenler otogarı taksiyle yaklaşık 35 tl civarı tutar.

metrobüsle ineceğin yerden taksiye bindiğinde yine az ödemezsin. merter ya da edirnekapı olabilir. ama galatasaray dan metrobüse binmek için yine uğraşacaksın. bence tek taksi.

ben aldim pisman degilim tas gibi makine en az 5-6 sene goturur.

Ne beklediğinize bağlı internette surf + office programları ise 5-6 sene çok rahat götürür 6.senesinde ram ya da ssd'de değişiklikliğiyle bi 2-3 sene daha götürür.

muadili windows işletim sistemli bilgisayarlar, thinkpad, dell'in iş bilgisayarları falan da hem 5 sene götürür hem sorunsuzdur. 4 yıllık thinkpad'den yazıyorum bu mesajı. bence illa macos veya elma takıntınız yoksa evet mantıksız olur.

amerika'dan gelecek birilerini bul macbook pro al.

illa mac demiyorsan thinkpad öneririm, x230 hackintosha tamamen uyumlu donanıma sahip, t430 vb. modellere de bakılabilir. temiz ikinci el bulursanız 800tl altına kaçırmayın. tabi ki kullanım amacınız da önemli :)

Bence mantıklı. Benzer özelliklerde bir thinkpad ya da asus ux sereisi bilgisayar daha pahalı. Dolayısıyla macbook air almak gayet mantıklı.

decathlon

Lufian ya da evin az ilerisinde çorap fabrikası var ordan. Hiç olmadi penti

dunyanin en kaliteli corabi da olsa deliniyor. o yuzden ucuz alipdegisik degisik giymek lazim. %100 pamuk

www.lcwaikiki.com

Mavi, levi's

ben de delinmeyen çorap görmedim. o yüzden hm'deki 5li paketlerden alıyorum

sarar

A101 bim beşli paketler halinde.

soruya cevap değil ama türkiye dünyanın 2. büyük çorap üreticisiymiş.

goo.gl

yalnızca export yapan bir sürü firma var. benim tecrübem, bambu çorap pamukludan bir tık daha iyi sanki terleme ve kokuya karşı.

marka öneremeyeceğim ama alınacak çoraplarda şu logoyu aramak iyi olabilir.

seeklogo.com

Altınyıldızdaki bambu çoraplardan alıyorum.

Baktım tabikide

bu duyuru üzerine gidip baktım (:

tabii ki de baktım. İnternette cinsiyetsiz olmanın dayanılmaz hafifliği...

Baktım.

Baktım

nasıl merak ettirdiysen ben bile tekrar bi baktım.

Baktım.

baktım. "erkeklere özel" yazsaydı bakmazdı. ama "kadınlar bakmasın" diye benim adıma karar verilince sinir oluyorum. inadımdan baktım.

Herkes bakmış yav.. Bakmayan bi ben miyim? Beni durduran da "lütfen" ibaresi oldu. Emir kipi kullansaydı büyük olasılık ben de bakardım.

bu duyuru cok iyi oldu
simdi buradaki kadin nicklerine ozel mesaj atcam

<3

Belki cevap verebilirim diye baktim. Bu soruya da "acaba ne sormuslar" diye merakimdan baktim.

@koşun lan mevzu var; duyuruyu silem o zaman ben ^_^ :)

Bu duyurunun merak uyandıması, bakmayan arkadaşların bakması da ilginç, beklemediğim bi sonuç oldu.

her soruya baktığım gibi ona da baktım

Baktim tabii ki.

baktım

demek ki lutfen demek ise yaramiyor

Gozlerim kanadi resmen.

nolur başlamasın

İlk bakışta acun ılıcalı'ya benzettim

İlk defa şatgan'a katılıyorum... ;_;

başladığı gibi gidecekse bu harekete dur diyelim.

Abi senin yüzün eskiyor, biraz ara ver bence :/

patlamış mısırımı aldım bekliyorum, bursada yaşayıp duyuruda ifşa yapmaya çekinen hanım varsa özel mesajdan vesikalık fotoğrafınızı gönderebilirsiniz.

bence ortada çirkinlik yok. ben de irfan değirmenci'ye benzettim. ama keşke fotoğrafları açmak için bu kadar cebelleşmeseydik. bence millet en çok da ona kızdı.


@msb: dişlere maşallah ya. ten rengi de süpermiş.

ideal bir açıdan çekilmemiş fotoğraflar. ayrıca, o kadar geniş bir alna sahipken eğer mümkünse biraz sakal bırakmak daha iyi olabilir bence çünkü yüzde boş alan çok fazla görünüyor.

(o.0)
Soz de verdim ama...
Açılar degisebilir evet (._.)

niye o kadar yukarıdan çekiyosun fotileri

Boyun eğme tshirtüyle yaptığına bak ayıptır

@bruce, mesaji aldım. Kıps
@m e b, bende kolay aciliyordu. Bilemedim.
@i drive the hearse, @yuvarlanantencereninkapagi,daha iyi aci oldugunu dusunuyorum uzaktan.
@filipis, nihayet boyun egme'ye bir dikkat. Ifsa icin cekmemistim ki
Tesekkurler herkese.
Klavyeme ayran döküldü. Cepten giriyorum. Sorry.

Burada ifşa popilerden biri başlatmadıkça başlamaz yiğeeen akfkkdkdls.
Bu arada allah kitap aşkına selfie çekmeyi neyin öğren, herkesin iyi çıktığı bi açı vardır onu keşfet falan. Hadi kolay gelsin.

kanka ifşa fotoğraflarını 2005 model açılır kapaklı samsungla cektiğin için sana puanım 9

NO FILTER, 640x800 piksel

@kosun lan mevzu var, samsung galaxy grand neo. Birak beni diyor da daha degil.